Türkiye ve Birleşik Krallık Arasında İade: Hukuki Mekanizmalar, Riskler ve Savunma Stratejileri
Ankara ve Londra arasındaki yargı iş birliği, uluslararası hukuk normlarının, diplomatik çıkarların ve insan haklarının korunmasına yönelik katı standartların iç içe geçtiği karmaşık bir mekanizmadır. Zorla geri gönderilme tehdidiyle karşı karşıya kalan kişiler için bu sürecin inceliklerini anlamak, kişisel özgürlük meselesine dönüşmektedir. İade prosedürü, otomatik bir idari işlem değil, sonucu savunmanın niteliğine ve delil temelinin derinlemesine incelenmesine bağlı olan çok aşamalı bir hukuki mücadeledir. 2025 yılında, jeopolitik dalgalanmalar ve Brexit’in sonuçları ışığında oyun kuralları değişmiş, avukatlardan ikili anlaşmaların yorumlanmasında yeni yaklaşımlar talep edilmiştir.
Hukuki temel ve Brexit’in suçluların iadesine etkisi
İki devlet arasındaki etkileşimin temeli sadece diplomatik nezaket değil, uluslararası anlaşmaların sert çerçevesidir. Anahtar belge, Türkiye’nin 1961 yılında onayladığı 1957 tarihli Avrupa İade Sözleşmesi olmaya devam etmektedir. Bu sözleşme, daha spesifik anlaşmaların, özellikle Türkiye ile Birleşik Krallık arasında 1961 yılında imzalanan Suçluların İadesi Anlaşması’nın üzerine inşa edildiği bir temel oluşturur. Bu belgeler, ingiltere türkiye suçluların iadesi talebinin hangi koşullarda kabul edileceğini ve hangi durumlarda kesinlikle reddedileceğini belirler.
Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çıkışı, yargı iş birliği manzarasını kökten değiştirdi. Londra, işlemlerin hızlandırılmış bir şekilde yürütülmesini sağlayan Avrupa Tutuklama Emri (EAW) sistemine erişimini kaybetti. Artık Britanya adaleti, Avrupa Konseyi’nin daha muhafazakâr ve uzun süren mekanizmalarına geri döndü. Bu, her talebin daha titiz bir şekilde incelendiği ve mahkemelerin delilleri değerlendirme konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğu anlamına geliyor. Savunma için bu durum ek fırsatlar sunuyor: bürokratik mekanizma yavaşladı ve karşı delillerin toplanması için zaman tanıyor.
İngiliz genel hukuku artık eski konvansiyonlarla birlikte çalışıyor, bu da benzersiz emsaller yaratıyor. Ingiltere suçlu iadesi yapıyor mu sorusunun artık net bir evet ya da hayır cevabı yok. Cevap her zaman belirli bir davanın detaylarında saklıdır: suçlamanın ağırlığı, siyasi motivasyonun varlığı ve kabul eden ülkedeki güvenlik garantileri.
İngiltere’den Türkiye’ye İade Süreçlerinde Uzman Savunma.
İade anlaşmaları, hukuki engeller ve savunma stratejileri. Sınır ötesi davalarda tecrübeli hukuki destek.
Bize UlaşınBirleşik Krallık’tan Türkiye’ye iade prosedürü
2016 yılındaki olaylardan sonra Ankara’dan gelen taleplerle ilgili Londra’daki davalar özel bir hassasiyet kazandı. Gülen hareketine veya Kürt örgütlerine bağlantılı olmakla suçlanan kişilerin iadesine yönelik talepler, İngiliz adaletinin katı standartlarıyla karşılaştı. Bu tür davaları inceleyen Westminster Sulh Ceza Mahkemesi, insan hakları garantileri ile terörle mücadele yükümlülüklerinin çarpıştığı bir savaş alanına dönüştü.
Hapishaneler ve insan hakları: Engeller
Britanya mahkemesinde savunmanın merkezi unsuru, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) maddelerinin ihlal edilme riskine dair kanıttır. İşkenceyi ve insanlık dışı muameleyi yasaklayan Madde 3, birçok talep için aşılmaz bir engel haline gelmektedir. Britanya hakimleri, Türk tarafından somut, hukuki bağlayıcılığı olan garantiler talep etmektedir. Ankara, iade edilen kişinin aşırı kalabalık hücrelere yerleştirilmeyeceğini ve tıbbi yardıma erişim sağlayacağını teyit etmelidir.
Durum, uluslararası gözlemcilerin raporlarıyla daha da karmaşık hale geliyor. F ve L tipi Türk ceza infaz kurumlarının aşırı doluluğu, belgelerle doğrulanmış gerçekler olarak sıkça red gerekçesi oluyor. Eğer avukat, müvekkilinin insan onurunu aşağılayan koşullara maruz kalma riski taşıdığını kanıtlarsa, mahkeme iade talebini engeller. Bu bağlamda ingiltere suçluları iade ediyor mu sorusu, talepte bulunan tarafın insancıl muameleyi sağlayıp sağlayamayacağının analizine dönüşüyor.
Siyasi güdümlü kovuşturma
İkinci güçlü savunma argümanı, AİHS’nin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) 6. maddesi — adil yargılanma hakkıdır. Savunma, genellikle Türkiye’nin yargı sisteminin 2016 yılından sonra yürütme organının ciddi baskısına maruz kaldığını öne sürerek bu duruma atıfta bulunur. Argümantasyon, suçlamaların siyasi niteliğini göstermeye dayanır. Eğer ingiltere ile suçlu iadesi var mı (İngiltere ile iade anlaşması var mı) talebi, gazetecilerin, aktivistlerin veya iş insanlarının uydurma gerekçelerle kovuşturulmasına dayanıyorsa, İngiliz mahkemesi bunu bir hak ihlali olarak görmeye meyillidir.
Hakimler, ceza kovuşturmasının siyasi baskı aracı olarak gizlenip gizlenmediğini dikkatlice analiz ediyorlar. Bu tür davalarda, Türkiye’deki hukukun üstünlüğü durumuna ilişkin uzman raporları belirleyici bir rol oynar. Başarılı bir savunma, iddianamenin kuru metninin ötesine geçen belirli bir ceza davasının bağlamını mahkemeye açıklayabilecek uzmanların dahil edilmesini gerektirir.
Türkiye’den Birleşik Krallık’a iade süreci
Ters süreç kendi özelliklerine sahiptir ve özellikle Türkiye’nin ulusal mevzuatı olan 6706 sayılı “Ceza İşlerinde Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu” ve Türk Ceza Kanunu (TCK 5237) ile düzenlenmektedir. Londra bir talep gönderdiğinde, bu talep Adalet Bakanlığı’ndan başlayıp Ağır Ceza Mahkemesi’nde (Ağır Ceza Mahkemesi) sona eren Türk bürokrasisinin çarklarına girer.
Türkiye katı bir ilkeye bağlıdır: kendi vatandaşları, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne karşı olan yükümlülükler dışında, yabancı devletlere iade edilmez. Bu, iki ülkenin yaklaşımlarında temel bir farklılık yaratır. Britanya’da suç işleyip ülkesine dönen bir Türk vatandaşı için ingilterenin suçlu iadesi var mı sorusu ikincil önemdedir. Birincil olan ise aut dedere aut judicare (ya teslim et ya yargıla) ilkesidir. Türkiye, vatandaşını teslim etmektense, İngilizler tarafından sağlanan materyallere dayanarak kendi yargı sürecini başlatmayı tercih eder.
Türkiye’de bulunan yabancı uyruklu kişiler için prosedür farklı şekilde işlemektedir. Mahkeme, çifte yargı yetkisinin varlığını kontrol eder. Fiil, her iki yargı alanında da suç olarak kabul edilmelidir. Londra’da kovuşturulan eylem, İstanbul’da cezai yaptırıma tabi değilse, iade talebi reddedilir. Ayrıca zamanaşımı süreleri de incelenir. Türk mevzuatı, belirli suçlar için daha kısa zamanaşımı sürelerine sahip olabilir ve bu durum iade sürecinin durdurulması için yasal bir gerekçe oluşturur.
Çifte yargılama ilkesi ve suç kategorileri
Herhangi bir iade sürecinin temel taşı, çift suçluluk kavramıdır. Kabul eden ülkede yasal olarak kabul edilen bir eylem için bir kişinin iadesini talep etmek mümkün değildir. Bu filtre, taleplerin önemli bir kısmını daha ön değerlendirme aşamasında eler.
Finansal ve ekonomik suçlar, başarılı iade davalarının aslan payını oluşturur. Kara para aklama, büyük dolandırıcılık, banka manipülasyonları — her iki hukuk sistemi tarafından kabul edilen evrensel suçlardır. Bu tür davalarda mahkemeler, politik bir arka plan aramaya daha az eğilimli olup, kanıtların teknik yönüne odaklanır. Kurumsal suçlar bağlamında ingiltere türkiye suçlu iadesi var mı (İngiltere ile Türkiye arasında suçlu iadesi var mı) konulu talepler, usul kurallarına uyulması şartıyla daha sık kabul edilir.
Ancak, geleneksel olarak iade anlaşmalarının kapsamı dışında tutulan bir “siyasi suçlar” kategorisi bulunmaktadır. Siyasi suç ile terörizm arasındaki ayrımın tanımı, hâlâ yoğun hukuki tartışmaların konusudur. Türkiye, muhaliflerin eylemlerini sıkça terörizm olarak nitelendirirken, İngiliz mahkemeleri bunları ifade özgürlüğü veya toplanma hakkının kullanımı olarak değerlendirebilir. Burada yalnızca uluslararası hukukta uzmanlaşmış deneyimli bir avukatın çözebileceği bir yorum çatışması ortaya çıkmaktadır.
Interpol’ün ve “Kırmızı Bültenler”in Rolü
İade nadiren doğrudan büyükelçiliğe yapılan bir taleple başlar. Çoğu zaman ilk alarm sinyali, sınır geçişinde tutuklama veya Interpol’ün Kırmızı Bülteni temelinde yapılan belge kontrolü olur. Uluslararası polis veri tabanları, talebin ön hazırlığı için bir araç olarak hizmet eder.
Ancak İnterpol sistemi mükemmel değildir ve sıkça devletler tarafından muhalifleri takip etmek için kullanılmaktadır. İnterpol Tüzüğü’nün 3. maddesi, örgütün siyasi, askeri, dini veya ırksal nitelikteki işlere müdahalesini kesinlikle yasaklar. Kırmızı bültene itiraz etmek, iade talebine karşı savunmayla paralel olarak yürütülmesi gereken ayrı bir hukuki süreçtir. İnterpol veritabanından verilerin silinmesi, iade talebi mahkeme tarafından resmi olarak incelenmeden önce tutuklama gerekçelerini fiilen geçersiz kılabilir.
Deneyimli avukatlar, İnterpol Dosya Kontrol Komisyonu (CCF) ile önleyici çalışmanın, ulusal mahkemede mücadele etmekten genellikle daha etkili olduğunu bilirler. Eğer aramanın organizasyon kurallarını ihlal ettiğini kanıtlamak mümkün olursa, bildirim kaldırılır ve uluslararası arama sona erer. Bu, özellikle suçlu iadesi olmayan ülkeler 2025 gibi sorgulara yanıt arayan ve sığınma uman müşteriler için önemlidir, oysa doğru strateji, aramanın asıl sebebini ortadan kaldırmaktır.
Stratejik Savunma: Teoriden Pratiğe
Başarı, iade davasında tesadüfi olmaz. O, titiz bir şekilde bilgi toplama, uzmanlarla çalışma ve emsal hukuku bilme üzerine inşa edilir. Avukat, ilk duruşmadan önce savunma pozisyonunu oluşturarak önceden hareket etmelidir.
Etkili koruma, yargı yetkisi ve davanın koşullarına bağlı olarak doğru bir şekilde birleştirilmesi gereken birkaç sütuna dayanır:
- Siyasi motivasyon kanıtlarının toplanması. Sadece zulüm hakkında açıklama yapmak yeterli değildir. Mahkemeye insan hakları örgütlerinin raporlarını, sanıkla ilgili politikacıların açıklamalarının transkriptlerini ve adaletin ihlal edildiği benzer davaların örneklerini sunmak gereklidir.
- Hapishane koşullarının analizi. Talep eden taraftan detaylı garantiler talep edilmesi. Eğer Türkiye, belirli bir alan büyüklüğüne sahip, güneş ışığına erişim ve tıbbi yardımla donatılmış bir hücrede tutulmayı garanti edemezse, İngiliz mahkemesi iade talebini reddetmek zorundadır.
- Delil temelinin itirazı. Bazı durumlarda savunma, suçlamanın özüne saldırabilir ve sunulan delillerin, bırakın mahkumiyet kararını, dava sürecinin başlaması için bile yetersiz olduğunu kanıtlayabilir.
- Tıbbi ve ailevi koşullar. Madde 8 AİHS (özel ve aile hayatına saygı hakkı), iade işlemi sanığın aile üyelerine, özellikle bakmakla yükümlü olduğu çocuklara orantısız zarar verecekse kullanılabilir.
Birçok müşteri, tamamen güvenli limanların var olduğuna yanlış bir şekilde inanıyor ve arama motorlarına türkiye ile iade anlaşması olmayan ülkeler veya türkiye ile suçlu iadesi olmayan ülkeler gibi sorgular giriyor. Ancak, küreselleşmiş bir dünyada doğrudan bir anlaşmanın olmaması güvenliği garanti etmez. Uluslararası nezaket ve karşılıklılık ilkesi, devletlerin suçluları resmi bir anlaşma olmadan bile iade etmesine olanak tanır. Güvenilir koruma, kaçış değil, akıllıca yapılmış hukuki çalışmadır.
Profesyonel hukuki yardımın önemi
İade, hata yapmanın hayatlara mal olduğu bir hukuk alanıdır. Kendi başına savunma girişimleri veya uluslararası hukuk ve Interpol’ün çalışma detaylarına aşina olmayan genel uygulama avukatlarına başvurmak, genellikle ölümcül sonuçlara yol açar. İngiliz Türkiye ilişkileri gibi konular, sadece yasaların değil, aynı zamanda mevcut siyasi iklimin de derinlemesine anlaşılmasını gerektirir.
Dmytro Konovalenko, uluslararası hukuk ve iade alanında tanınmış bir uzmandır. Kıdemli Ortak ve Uluslararası Avukatlar Derneği üyesi olarak, Interpol ve sınır ötesi ceza kovuşturmalarıyla ilgili en karmaşık davalarda uzmanlaşmıştır. Deneyimi, Kırmızı Bültenler in başarılı bir şekilde itiraz edilmesini ve Avrupa ile Asya’dan müşterilerin iadesinin önlenmesini içermektedir. Dmytro Konovalenko, savunma mekanizmalarının nasıl çalıştığını içeriden anlamakta ve müvekkillerinin özgürlüğünü korumak için tüm hukuki araçları kullanmaktadır.
Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki suçluların iadesi alanındaki ilişkiler gelişmeye devam ediyor. Anlaşmaların varlığına rağmen, her vaka benzersizdir. İngiltere Türkiye suçlu iadesi talebi her zaman karmaşık bir hukuki mekanizmanın devreye girmesini gerektirir. İster ekonomik suçlar olsun, ister siyasi motivasyonlu suçlamalar, savunma derhal ve profesyonel adımlar gerektirir. Şansa güvenmeyin ve sizin için gelmelerini beklemeyin. Özgürlüğünüz, bugünden itibaren proaktif bir savunma gerektirir.
Acil hukuki yardım
Durum acil bir tepki gerektiriyor. Siz veya yakınlarınız iade tehdidiyle ya da İnterpol aramasıyla karşı karşıya kaldıysanız, değerli zamanı kaybetmeyin.
Dmytro Konovalenko ile gizli danışmanlık ve savunma stratejisi geliştirme için iletişime geçin.
Hemen bir danışma randevusu alın, İnterpol bildiriminin kaldırılmasına ve haklarınızı korumaya yardımcı olacak hangi hukuki araçların olduğunu öğrenmek için.
Sıkça Sorulan Soruların (FAQ) Cevapları
Evet, İngiltere suçlu iadesi yapıyor?
Evet, Birleşik Krallık iade gerçekleştiriyor, ancak süreç sıkı bir şekilde düzenlenmiştir. Mahkeme, insan haklarıyla ilgili engellerin olmadığından emin olmalıdır. İşkence veya adil olmayan bir yargılama riski varsa, anlaşma olmasına rağmen iade reddedilecektir.
Kendi vatandaşlarının iade edilme şansı nedir?
Türkiye, vatandaşlarını Birleşik Krallık’a teslim etmeme prensibini benimseyerek, onları kendi yargı sistemiyle yargılamayı tercih ediyor. Birleşik Krallık, vatandaşını Türkiye’ye teslim edebilir, eğer mahkeme koşulların yerine getirildiğine karar verirse, ancak pratikte bu tür durumlar son derece güçlü kanıtlar ve güvenlik garantileri gerektirir.
Doğrudan bir anlaşmanın olmaması iade sürecini nasıl etkiler?
Hatta eğer ingilterede suçlu iadesi var mı başka bir üçüncü ülkeyle arıyorsanız, unutmayın: anlaşmanın olmaması tam bağışıklık anlamına gelmez. BM sözleşmeleri (yolsuzluk, uyuşturucu karşıtı) ad hoc iade için yasal bir temel olarak hizmet edebilir.
Londra’da iade davası sırasında kefaletle serbest kalmak mümkün mü?
Evet, Britanya sistemi, davanın incelenmesi sırasında kefaletle serbest bırakılma olasılığını öngörmektedir. Ancak mahkeme, pasaportun teslim edilmesini, elektronik bileklik takılmasını ve önemli bir miktar para (Security) yatırılmasını talep edecektir. Kaçış riski çok sıkı bir şekilde değerlendirilmektedir.
Ne yapmalıyım, eğer aranıyorsam?
Sınırları geçmeye çalışmayın ve 2025 suçlu iadesi olmayan ülkeler listelerine güvenmeyin. İlk adım, İnterpoldeki durumu kontrol etmek ve riskleri analiz etmek için uzman bir avukata başvurmak olmalıdır.